Blog Detayı

gokalphukuk.com.tr

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu

Günümüzde gerek devlet kurumları gerekse özel kuruluşlar her gün binlerce kişiye ilişkin çeşitli bilgilere ulaşılabilmektedir. Elde edilen bilgiler, bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin de etkisiyle, kolaylıkla işlenebilmekte ve aktarılabilmektedir. Bunun doğal bir sonucu olarak da bu verilerin korunması ihtiyacını gündeme gelmiştir.

 

Kişisel verilerin korunması, temel bir insan hakkı olan özel hayatın gizliliği ile doğrudan bağlantılıdır. Kişilerin özel hayatının gizliliğini sağlayabilmek için üçüncü kişilerin eline geçmesinde sakınca bulunan verilerin hukuken korunması gereklidir.

 

2010 yılında 5982 sayılı Kanun’la yapılan Anayasa değişikliği ile Anayasa’nın 20. maddesine ilave bir fıkra eklenerek kişisel veriler, “özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı” kapsamında Anayasal güvenceye kavuşmuştur.


Söz konusu fıkrada; “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

 

Kişisel verilerin ilgili Anayasa hükmü ile güvence altına alınması sağlanmış olmasının yanı sıra 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 7 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte de kişisel verilerimizin etkin bir şekilde korunması yolunda önemli adımlar atılmıştır. Kanunun amacı; kişisel verilerin işlenmesinde, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak, kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemek, mahremiyet hakkının korunması, kişisel veri güvenliği hakkının korunmasıdır.

 

Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade etmektedir. Kanun hükmü doğrultusunda kişisel verinin gerçek kişiye ilişkin olması gerekmektedir. Tüzel kişilere ilişkin veriler kişisel verinin ve dolayısı ile Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında korunan menfaatin dışında kalmaktadır. Kişisel veri belirli ya da belirlenebilir gerçek kişiye ait ad, soyad, doğum tarihi, doğum yeri, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, fotoğraf, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri gibi her türlü bilgiyi ifade eder.


Kişisel veriler ancak ilgilinin açık rızası ile işlenebilir. Açık rıza; belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rıza şeklinde tanımlanmıştır. Kanun amacı doğrultusunda veri işlemek üzere geçerli bir rıza alınması için rızanın belirli bir konuya ilişkin olması ve o konu ile sınırlı olması gerekmektedir. Genel ifadeler ile açık uçlu ve belirsiz olan bir rızanın hukuken geçerli olduğunu söylemek mümkün olmayacaktır. Bilgilendirme, veri işleme ile ilgili bütün konularda açık ve anlaşılır bir biçimde gerçekleştirilmelidir. Bilgilendirmenin mutlaka verinin işlenmesinden önce yapılması gerekir. İşlenecek verinin niteliği, aynı zamanda bilgilendirme düzeyini belirleyecektir. Son olarak, kişinin yaptığı davranışın bilincinde ve kendi kararı olması halinde rıza usulüne uygun olarak alınmış olacaktır. Kişinin iradesini sakatlayacak her türlü durum, kişisel verilerin işlenmesi için verdiği rızayı da sakatlayacaktır. Örneğin, cebir, tehdit ve hile gibi iradeyi sakatlayan hallerde, kişinin özgür biçimde karar vermesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu gibi durumlarda özgür bir irade açıklamasından da bahsedilemeyecektir. Açık rızanın usulüne uygun şekilde alınması sonrasında kişisel veriler işlenebilecektir.

 

 

Bazı durumlarda ise kişinin açık rızası olmasa dahi kişisel verilerin işlenebileceği kanunda düzenlenmiştir. Kanunlarda açıkça öngörülmesi, fiili imkansızlık, sözleşmenin kurulması ve ifası için gerekli olması, veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması, veri işlemenin ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla veri sorumlusunun meşru menfaatleri için zorunlu olması, kişisel verilerin ilgili kişi tarafından alenileştirilmiş̧ olması, kişisel verilerin işlenmesinin bir hakkın
tesisi, kullanılması veya korunması için zorunlu olması halleridir.

 

Kolluk tarafından yürütülen bir soruşturma sebebiyle 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 5. maddesi uyarınca şüphelilerin parmak izlerinin alınması; Adalet Bakanlığı’nın kişilerin ceza mahkumiyetlerine ilişkin verilerini işlemesi, fili imkansızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda olan kişinin kendisinin ya da başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması; bir şirketin çalışanına maaş ve sosyal haklarını ödeyebilmesi için banka hesap numarası, evli olup olmadığı, bakmakla yükümlü olduğu kişiler, eşinin çalışıp çalışmadığı bilgilerinin işlenmesi halleri açık rıza bakımından istisna teşkil eden durumlara örnek olarak gösterilebilir. Bu durumlarda kişinin açık rızası olmasa dahi kanun gereğince kişisel verilerin işlenmesi mümkün olabilecektir.

 

Kanun metninde ayrıca “Özel Nitelikli Kişisel Veri” terimine yer verilmiştir. Buna göre başkaları tarafından öğrenildiği takdirde ilgili kişinin mağdur olabilmesine veya ayrımcılığa maruz kalabilmesine neden olabilecek nitelikteki veriler özel nitelikli kişisel veri mahiyetinde olup, kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkumiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri, biyometrik ve genetik verilerdir. Özel nitelikteki kişisel veriler sınırlı sayıda olup, kıyas yolu ile genişletilmesi mümkün değildir. Özel nitelikli kişisel veriler de aynı kişisel veriler gibi açık rıza alınması ile kayıt altına alınabilir. Açık rızanın özel nitelikli kişisel veriler açısından aranmayacağı durumlar da kanunda açıkça belirtilmiştir. Sağlık ve cinsel hayat dışındaki kişisel veriler, kanunlarda öngörülen hâllerde ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir. Sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

 

Örneğin, askerlik yapacak kişilerin bazı özel sağlık bilgilerinin ilgili Kanun hükümleri uyarınca işlenmesi, yine hastanelerin, eczanelerin ya da Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hastalarla ilgili veri işlemesi bu kapsamda değerlendirilecektir.

 

Kişisel veriler hukuka uygun şekilde işlense dahi, verinin işlenmesini gerektiren hukuki sebep ortadan kalktığında resen ya da ilgili kişinin talebi üzerine bu veriler veri sorumlusu tarafından silinir, yok edilir veya anonim hale getirilir. Kişisel verileri işlemeye esas teşkil eden ilgili mevzuat hükümlerinin değiştirilmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin hiç̧ kurulmamış̧ olması, sözleşmenin geçerli olmaması, sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi, sözleşmenin feshi veya sözleşmeden dönülmesi, kişisel verilerin işlenmesini gerektiren amacın ortadan kalkması, kişisel verileri işlemenin sadece açık rıza şartına istinaden gerçekleştiği hallerde ilgili kişinin rızasını geri alması, kişisel verilerin saklanmasını gerektiren azami sürenin geçmiş olmasına rağmen, kişisel verileri daha uzun süre saklamayı haklı kılacak herhangi bir şartın mevcut olmaması halleri buna örnek olarak gösterilebilir.

 

Kişisel verilerin korunması ve kanunda yer verilen görevlerin yerine getirilmesi amacı ile Kişisel Verileri Koruma Kurulu kurulmuştur. Kurumun görevleri; görev alanı itibarıyla, uygulamaları ve mevzuattaki gelişmeleri takip etmek, değerlendirme ve önerilerde bulunmak, araştırma ve incelemeler yapmak veya yaptırmak, ihtiyaç duyulması hâlinde, görev alanına giren konularda kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri veya üniversitelerle iş birliği yapmak, kişisel verilerle ilgili uluslararası gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek, görev alanına giren konularda uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapmak, toplantılara katılmaktır.

 

Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlendiğini düşünen ilgili, verilerin hangi gerekçe ile işlendiği hususunda bilgi almak ya da silinmesi talep etmek için öncelikli olarak verileri sorumlusu sıfatı ile veri işleyen tüzel kişiye başvurmalıdır. Verilerinin nasıl elde edildiği, hangi amaçlar ile işlendiği, ne kadar süre saklanacağı, kanuni bir zorunluluk hali bulunmadığı takdirde verilerinin silinmesi ve benzeri yöndeki talepler veri sorumlusu tarafından incelenir ve en geç 30 gün içerisinde sonuçlandırılır. Veri sorumlusu tarafından talebin kabul edilmemesi, cevabın yetersiz olması veya süresinde başvuruya cevap verilmemesi halinde 30 gün içerisinde ve her halükârda 60 gün içerisinde ilgili, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na başvuruda bulunabilir. Kurum tarafından gerekli incelemeler yapılmak sureti ile veri sorumlusu hakkında idari yaptırım uygulanabilir ve ilgilinin kişisel verilerinin silinmesi hususunda karar verilebilir. Unutulmaması gereken husus Kurum’a başvuru yapılmadan önce muhakkak veri sorumlusuna başvuru yolunun tüketilmesi gerektiğidir.

 

6698 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce etkin bir denetim mekanizması olmaması nedeni ile bazı tüzel kişiler tarafından işlenen kişisel veriler kötüye kullanılmış ve bu da vatandaşların mağduriyetine yol açmıştır. Cep telefonuna gönderilen reklam mesajları, ardı ardına gelen tanıtım amaçlı aramalar. Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte kişisel verilerin işlenmesi sıkı şartlara bağlanmış ve etkin bir denetim yapılması mümkün hale gelmiştir.


ÖNCEKİ BLOG   SONRAKİ BLOG